ÖZET
Ürün ve hizmetlerin tanıtımında ve hedef kitlenin satın alma kararını vermesinde önemli bir rol oynayan reklam, aynı zamanda insanları kendi istekleriyle belirli bir davranışta bulunmaya ikna etmeyi, belirli bir düşünceye yönelmeyi ya da bir marka veya kuruma dikkat çekmeyi hedeflemektedir. Reklam, verdiği mesaj ile hedef kitlesinin görüş ve alışkanlıklarını değiştirmeyi, belirli bir görüş ya da tutumu benimsemelerini sağlamayı da amaçlamaktadır. Bu açıdan bakıldığında çağımızda reklamın işi gerçekten zordur; iletişim araçlarının çeşitlendiği, enformasyonun çoğaldığı, tüketicilerin bilinç düzeylerinin arttığı günümüzde reklamın ikna etmek için daha yaratıcı olması, çeşitli reklam çekiciliklerinden yararlanması, hedef kitlesinin dikkatini çekebilecek yol ve yöntemleri bulması gerekmektedir. Bundan dolayı rekabet ortamında markanın/ hizmetin farkedilebilmesini sağlamak için reklamcılar kimi zaman etik ilkelere uygun olmayan, doğruluk ve dürüstlük değerleriyle bağdaşmayan reklamlara da imza atabilmekte; bu yanlış davranışı da çeşitli gerekçelerin arkasına sığınarak savunabilmektedir. Makale, kimi zaman reklamcıların gözardı edebildiği etik ilkelerin aslında reklam sektörü/mesleği için ne kadar önemli olduğunu incelemekte, etik ilkelere riayet edilerek reklam yapılmasının reklam sektörünün gelişimi için önemine vurgu yapmaktadır. Etik ilkelere uygun yapılan reklamlar, mesajın inandırıcılığını ve markaya olan güveni artırmaktadır. Etik ilkelere ve hukuk kurallarına uygun hareket etmeyen reklamların ise çeşitli denetim yöntemleriyle denetlenmesi, toplumun ve bireyin korunması açısından önem taşımaktadır. Makalede bu denetim yöntemlerinden idari denetim yöntemi detaylı şekilde incelenmiş ve Reklam Kurulunun bu denetim mekanizmasındaki işlevi tartışılmıştır.