ÖZET
Bugünkü anlamda sosyal bilim disiplinlerinin teşekkül etmediği modernite öncesi dönemlerde, bugün iktisadi düşünce olarak ele alınan meseleler hakkında müstakil çalışmalara rastlanmamaktadır. Fakat bu meseleleri birbirinden farklı alanlarla ilgili muhtelif kitaplar içerisinde, kendi bağlamlarında dağınık biçimde görmek mümkündür. Bu alanlardan bir tanesi de ahlak felsefesi kitaplarıdır. Bu kitaplar içerisinde kimisinde az, kimisinde daha çok olmak üzere iktisadi meseleler bir biçimde ele alınmıştır. Bunların en önemlilerinden bir tanesi de Kınalızâde Ali Çelebi’nin Ahlâk-ı Alâî adlı eseri ve onun da özellikle “İlm-i Tedbir-i Menzil” başlıklı bölümüdür. Özellikle Osmanlı’nın zihniyet dünyasını anlamak için çok önemli olan “adalet dairesi”ni de formüle eden bu klasik eser, insanın manevi dünyası ile içerisinde yaşadığı evi; ailenin yapısıyla yaşanılır bir şehir inşa etmeyi; iktisadi ilişkilerle idarecilerin özelliklerini birbirleriyle ilişkili bir şekilde bütünlüklü olarak ele almıştır. Bunu yaparken de dilin ve edebiyatın bütün imkânlarını kullanmıştır. Kitabın “İlm-i Tedbir-i Menzil” kısmında paranın fonksiyonları, tasarruf ve harcama gibi bugün iktisat teorisinin ilgilendiği konuların yanı sıra; bir ailenin yaşayacağı evin fiziki koşullarından evin reisi olarak babanın görevlerine, sadaka vermenin kurallarından çocuk terbiyesine kadar birçok mesele, bütüncül bir bakış açısıyla ele alınmıştır. Ayet, hadis ve şiirle desteklenen bu meseleler oldukça ağdalı ve edebi bir dille ifade edilmiştir. Bu tarz klasik eserler, bugüne bir şeyler söyleyebilmeleri için öncelikle kendi anlam dünyaları ve zeminleri dikkate alınarak doğru bir şekilde anlaşılmalı; sonrasında bugünkü sorularımız çerçevesinde yeniden üretilebilmesi için anlamlandırılmalıdır. Çalışmamız bunun için bir zemin oluşturma gayretinden ibarettir.