ÖZET
Günümüzde yaşanan biyoteknolojik gelişmeler, bir taraftan sağlık alanında etik ve insan haklarına dair son derece önemli konuların gündeme gelmesine sebep olurken, diğer taraftan genetik bilginin ifşası, mahremiyeti ve paylaşılması gibi konulara dair tartışmaları hızlandırmıştır. Genetik bilgi ise, bilimsel gelişime katkı sağlamasının yanı sıra ekonomik, sosyal ve çalışma hayatına dair pek çok tehdidi bünyesinde barındırmaktadır. Söz konusu süreçte genetik testlerin yaygınlaşmaya ve toplum tarafından kanıksanmaya başlaması ile birlikte gündeme gelen en önemli konulardan biri de çalışma hayatında genetik ayrımcılık konusu olmuştur. Genetik bazı özelliklerin esasen ırk ve etnik gruplarla bağlantısı olmakla birlikte, “genetik gereklilikler” çalışma hayatındaki ayrımcılıkta tarafsız bir kriter olarak karşımıza çıkmaktadır. Çalışma hayatında uygulanan genetik testlerin bir ayağı meslek hastalığı ve işçi sağlığı konuları üzerine kuruludur. Ancak testlerin işverenlerce iş gerekliliği için kullanılıp kullanılmadığı konusu tartışmaya açık bir konudur. Bu çalışmanın amacı, gen, etik, insan hakları ve çalışma hayatı çerçevesinde genetik ayrımcılık konusunun tanımsal çerçevesini çizmek; genetik ayrımcılık uygulamaları ve hukuki boyutu bağlamında farkındalık oluşturmak ve testlerin yaygınlaşması, ucuzlaması ve erişilebilir olması ile birlikte Türkiye’de gündeme gelebilecek bir ayrımcılık türü olarak genetik ayrımcılığa karşı proaktif bir tedbir modeli önermektir.